Aylık Dua Arşivleri

Allah’ın adıyla Allah’a tevekkül ettim

 “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) evinden çıktığı zaman şu duayı okurdu: “Allah’ın adıyla Allah’a tevekkül ettim. Allahım! zillete düşmekten, dalâlete düşmekten, zulme uğramaktan, cahillikten, hakkımızda cehâlete düşülmüş olmasından sana sığınırız”.

[Tirmizî, Daavât 35, (3423); Ebû Dâvud, Edeb 112, (5094); Nesâî İstiâze 30, (8,268); İbnu Mâce, Dua 18, (3884).]

Allah’ın eksiksiz, tam olan kelimeleri ile

“Hâlid İbnu’l-Velîd (radıyallâhu anh), Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’e:

“Ben uykuda iken korkutuluyorum. (Ne yapmamı tavsiye buyurursunuz?)” diye sordu. Ona şu tavsiyede bulundu:

“Allah’ın eksiksiz, tam olan kelimeleri ile O’nun gadabından, ikabından, kullarının şerrinden, şeytanların vesveselerinden ve (beni kötülüğe atan) beraberliklerinden Allah’a sığınırım! de!”.

[Muvatta, Şi’r 9, (2, 950).]

Senin koruduğun aziz olur

“Bir gün, Hâlid İbnu Velîd el-Mahzumî (radıyallâhu anh):”Ey Allah’ın Resûlü, bu gece hiç uyuyamadım” diye Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’e yakındı.Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ona şu tavsiyede bulundu:

“Yatağına girdinmi şu duayı oku: “Ey yedi kat semânın ve onların gölgelediklerinin Rabbi, ey arzların ve onların taşıdıklarının Rabbi, ey şeytanların ve onların azdırdıklarının Rabbi! Bütün bu mahlûkâtının şerrine karşı, bana himâyekâr ol! Ol ki hiç birisi, üzerime âni çullanmasın, saldırmasın. Senin koruduğun aziz olur. Senin övgün yücedir, senden başka ilâh da yoktur, ilâh olarak sâdece sen varsın”.

[Tirmizî, Daavât 96, (3518).]

Yatacağı sırada şu duayı okurdu

Hz. Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yatacağı sırada şu duayı okurdu:

“Allahım, kerim olan Zât’ın adına, eksiği olmayan kelimelerin adına, alınlarından tutmuş olduğun hayvanların şerrinden sana sığınırım. Allahım sen borcu giderir günahı kaldırırsın. Allahım senin ordun mağlub edilemez, va’dine muhalefet edilemez. Servet sahibine serveti fayda etmez, servet sendendir. Allahım seni hamdinle tesbih ederim”.

[Ebû Dâvud, Ebed 107, (5052).]

Geceleyin uyanınca şu duayı okurdu

Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: “Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) geceleyin uyanınca şu duayı okurdu: “Allahım! Seni hamdinle tenzih ederim, Senden başka ilah yoktur. Günahım için affını dilerim, rahmetini taleb ederim. Allahım ilmimi artır, bana hidayet verdikten sonra kalbimi saptırma. Katından bana rahmet lutfet. Sen lutfedenlerin en cömerdisin”.

[Ebû Dâvud, Edeb 108, (5061).]

Yüzümü sana çevirdim

“Yatağına girdiğin zaman şu duayı oku: “Allahım nefsimi sana teslim ettim, yüzümü sana çevirdim, işlerimi sana emanet ettim, sırtımı sana dayadım. Senin rahmetinden ümitvârım, gazabından da korkuyorum. Senin ikabına karşı, senden başka ne melce var, ne de kurtarıcı. İndirdiği Kitab’a, gönderdiğin Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’e iman ettim”.

“Eğer bunu okuduğun gece ölecek olursan fıtrat üzere ölmüş olursun. Şayet sabaha erersen hayır bulursun”.

[Buhârî, Daavât 7,9; Tevhid 34; Müslim, Zikr 56, (2710); Tirmizî, Daavât 76, (3391); Ebû Dâvud, Edeb 107, (5046, 5047, 5048).

Beş gece

Beş gece vardır ki, onlarda yapılan dualar geri çevrilmez: Bunlar: Recebin ilk Cuma gecesi, Şabanın on beşinci gecesi, Cuma geceleri, Ramazan Bayramı gecesi, Kurban bayramı gecesi.”

(Camiu’s-Sagîr, c. III, s. 454.)

Tekrar hayat veren Allah’a hamdolsun

 “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yatağına görince şu duayı okurdu:

“Allahm! Senin adınla hayat bulur, senin adınla ölürüm”.

Sabah olunca da şu duayı okurdu:

“Bizi öldürdükten sonra tekrar hayat veren Allah’a hamdolsun!. Zaten dönüşümüz de O’nadır”.

[Buhârî, Daavat 7, 8, 16, Tevhid 13; Tirmizî, Daavât 29, (3413); Ebû Dâvud, Edeb 177, (5049).]

Hastalandığı zaman

“Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) yatağına girdiği zaman, ellerine üfleyip Muavvizeteyn’i ve Kul hüvallahu ahad’i okur ellerini yüzüne ve vücuduna sürer ve bunu üç kere tekrar ederdi. Hastalandığı zaman aynı şeyi kendisine yapmamı emrederdi”.

[Buhârî Fedâilu’l-Kur’ân 14, Tıbb, 39, Daavât 12; Müslim, Selâm 50, (2192); Muvattâ, Ayn 15, (2, 942); Tirmizî, Daavât 21, (3399); Ebû Dâvud, Tıbb 19, (3902).]